26 Mart 2009 Perşembe

Sol



30 Eylül 1998. Haliyle yaşça küçüğüz o tarihte. Uykumuz erkenden geliyordu. Ertesi gün okula gidilecek. Durum itibariyle , şampiyonlar ligi için özel izin koparıyorduk ebeveynlerden. Böyle olunca , 90 dakika ve ek dakikalar şölen gibi geliyordu. O zamanlara ait bir duygu daha : İlk yarıları sanki daha çabuk bitiyordu şampiyonlar ligi maçlarının.
Anne ve babayla seyredilmeye başlanan maçın dakikaları ilerledikçe önce anne düştü süreçten. Uyudu. Baba fenerli fakat şampiyonlar liginde bizden taraf ; o ilk yarıyı tamamladı. Devrede o da uyudu. Işık kapandı , televizyonun sesi kısıldı. "Olum hadi yat , atar bi tane gavurlar yenilirsiniz yine" dendi. Hücum prese inanmıştık artık dönmek yok! 90.00 da kitlenince ekrandaki ana gösterge , çoğunlukla skor değişmez. Yine de bekledik. Hagi sol taraftan sola vurdu , tanrı sağdan sola üfledi biraz. Solumdan fırladım, bağırdım. Anneme koştum sol yanağından öptüm. Mutlu uyudum. Sabah sol tarafımdan kalktım , dışarı ilk adımımı sol ayağımla attım.

Hiç yorum yok: